14 Şubat 2012 Salı

Yeleli denizaslanı


Erkekler 2,50 m kadar boya sahip olurken ağırlıkları 300 kg kadar gelir. Üst kısmı koyu kahverengi olup, alt kısımlar sarımsı-kahverengindedir. Türe adını veren yeleler biraz daha açık renkte olup, aslında türe özgü bir özellik değildir ve diğer deniz aslanlarında da mevcuttur. Buna karşın dişiler 2 m boyundadır ve 140 kg ağırlığa ulaşırlar. Açık kahverengidirler ve gövdelerinde sıklıkla tüm vücuda yayılmış büyük, düzensiz lekeler vardır.
Dağılım

Türün dağılım bölgesi, Güney Amerika'nın Pasifik sahili boyunca Peru'dan Ateş Toprakları'na kadar ve Atlantik sahili boyunca Güney Brezilya'ya kadar uzanır. Bundan başka Güney Atlantik'de Falkland Adaları'nda bir koloni bulunur. Ayrıca dolaşan tek tük hayvanlar, yukarıda Galapagos Adaları kolonilerinde ve Brezilya sahili önlerinde görülmüştür. Ancak bunlar çok ender ististani durumlardır. Genel durumda bu deniz aslanları kolonilerinin yakınlarında kalırlar.
Yaşam tarzı
Üremeleri diğer deniz aslanlarına benzer. Erkekler sahilde dişilerin önünde buluşur ve bölgeleri için dövüşürler. Bu dövüşlerde karşılıklı olarak dikilerek birbirlerini ısırmaya çalışırlar. Bu esnada sıkça kanlı yaralanmalar meydana gelir. Zayıf olan erkekler bu kavgalar süresince koloninin dışına itilirken, en kuvvetliler ortada, en cazip yerlerde hak sahibi olurlar. Eğer dişiler erkeği takip ederse, bölgesinde karaya çıkmış oldukları erkeğin haremine dahil olurlar. Bir harem 18 kadar dişiyi kapsayabilir, koloninin kıyısına doğru bu sayı azalır. Ortalama olarak erkek başına sadece 3 dişi düşer. Erkekler sürekli olarak dişilerin kendi bölgelerini terk etmesini önlemekle meşguldurler. Aksi halde bu durum komşu erkeklerle yeniden bir kavgaya neden olur. Genç erkekler bazen on kadar erkekle grup oluştururlar ve düzenli olarak koloniye saldırarak dişileri kaçırmaya ve çiftleşmeye çalışırlar. Karada geçen iki ile üç ay boyunca bir erkek nerdeyse hiç uyumaz ve beslenmez.

Dişiler 350 günlük bir gebeliğin ardından bir yavru dünyaya getirirler. Doğum, dişiler karaya çıktıktan hemen sonra, bir erkekle yeniden çiftleşmeden kısa süre önce gerçekleşir.
Tehdit ve koruma
Derileri ve yağları sebebiyle Güney Amerika deniz aslanları geçtiğimiz yüzyıllarda topluca öldürülmüşlerdir. Bu yüzden bir kaç milyonun üzerinde olan popülasyonları birkaç onbine gerilemiştir. Bugün yeniden 270.000 kadar yeleli deniz aslanı mevcut olup, en başta Şili ve Arjantin sahilinde sayıları sabit bir şekilde artarken, Uruguay ve Falkland Adaları'ndaki sayılarında halen daha gerileme vardır

Tavuk



Tavuk (Gallus gallus domesticus), sülüngiller (Phasianidae) familyasından evcilleştirilebilir bir kuş türüdür ve genelde çiftliklerde yetiştirilir. Hindistan'da Asya'nın güneydoğusundaki kırmızı Hint kuşundan geldiğine inanılır.

2003 yılında 24 milyar nüfus ile, Dünya'da en fazla bulunan kuş türüdür. İnsanlara iki çeşit sık kullanılan besin kaynağı sunarlar: etleri ve yumurtaları. Tavuklar uçamayan kuşlardandır. Yumurta ile çoğalırlar. Akciğerleri ile nefes alan tavuklar, otçul hayvanlardır.

Tavuklar hayatlarının farklı evrelerinde farklı isimler alırlar. Yeni doğmuş yavrularına civciv, genç ve gelişme çağında olanlara piliç, yumurtlama olgunluğuna henüz ulaşmamış, ergenlik öncesi dönemdeki dişiye yarka, cinsi olgunluğa ulaşmış ergin dişilere tavuk, ergin erkeklere horoz denir.
Hayvancılıkta Tavuk

Tavuk çiftliklerinde kümesler yüksek ve büyüktür (ortalama 10 000 et tavuğu ya da 4 000 yumurta tavuğu), oysa ilkel bir barınak ile önündeki gezinti alanından ibaret geleneksel kümeste ;ancak elli kadar tavuk barınabilir.Aydınlatmanın cinsine (doğal ya da yapay ışık), yetiştirme tarzına (yerde ya da kafeslerde), havalandırmaya, ısıtma sistemine, beslenme sistemine göre çeşitli kümes tipleri vardır.
Et tavuğu (piliç) üretimi için başvurulan yerde yetiştirme, hayvan sıklığının çok yüksek olduğu (metrekareye 15 ila 18 piliç) yapılarda gerçekleştirilir.Isıtma ve havalandırma için, sıcaklık kışın 15 ila 18 derece arasında ve yazın 25 derecenin altında tutulur.Civcivler, kuluçkalıklar sayesinde tamamlayıcı bir ısıtmadan yararlanırlar.Yem dağıtımı gerek yemliklere elle dökülerek, gerek otomatik besleme zincirleri sayesinde mekanik olarak yapılır. Yumurta tavukları için kafeste yetiştirme yerde yetiştirmenin yerine geçmiştir.Tavuk çiftliğinde, tavukların tek tek yerleştirildikleri bitişik tel örgülü kafeslerin üst üste konduğu 3 ya da 4 batarya bulunur.Kafeslerin tabanı yumurtaların oluklara yuvarlanmasını sağlayacak biçimde eğik yapılmıştır; oluklara düşen yumurtalar ya elle ya da hareketli bant ile otomatik olarak toplanır.

Karanlık denen kümeslerde aydınlatma yapay olduğundan pencere bulunmaz. Yumurta ve üretim tavuklarında ışık ritminin (gün boyunca aydınlık ve karanlık dönemlerin karşılıklı süreleri) kesin kontrolü gerektiğinden böyle bir sistem çok elverişlidir. Aydınlatmanın gün ışığı ile sağlandığı pencereli kümesler et hayvanı (piliç, hindi palazı, ördek palazı vb.) üretimi için daha elverişlidir.

Kirpi


Özellikleri 

Yaklaşık 30 cm. boyundadir. Ağırlığı cinsiyete, yaşa ve yaşadığı koşullara bağlı olarak 500-1200 gr. arasında değişir. Gövdesinin üzeri 2-2.5 cm. uzunluğundaki kırçıl dikenlerle örtülüdür. Kızdırıldığı zaman vücudu yuvarlak hale gelir ve böylece bir diken topuna dönüşür.
Yaşam alanları 

Çalılıklı ormanlardan, büyük park ve bahçelere kadar pek çok yerde yaşayabilir. Nemli yerleri sever. Toprak içine açtığı tünellerde barınır.
Dağılımı 

Avrupa ve Asya'da görülür. Türkiye’nin hemen her yerinde rastlanır. Yalnız geceleri etkindir. Çevre sıcaklığının 4 °C’nin altına düştüğü zaman kış uykusuna yatar. Hamilelikleri 5-6 hafta sürer. Her doğumda 3-8 yavru doğurur. Ortalama ömrü 18 yıldır.
Beslenme
Doğal hayatta beslenmeleri 


Çoğunlukla böcek, sümüklüböcek, kurbağa, solucan, nadiren küçük fare ve yılan yavruları yer.

İnsanların dayanabildiği tetanus zehiri miktarının 7 bin katına dayanıklı oldukları saptanmıştır. Çok zehirli bazı böcek ve yılanları kolaylıkla avlayıp yer. Ancak engerek zehiri gibi bazı zehirlere karşı da dayanıksızdır.
Esaret altında beslenmeleri 

Öncelikle, kirpiler doğal hayattan koparılıp esir edilmemelidir. Olağanüstü bir durum olmadığı sürece, şirin diye kirpi yavrularına bakmak için eve götürmek, doğal hayata zarar verir. Kirpilerin Türkiye'de koruma altındaki türlerden olduğu unutulmamalıdır.

Erişkin kirpiler kedi mamalarını severek yer. İnek sütü verilmemelidir. Yüksek miktarda laktoz içerdiğinden kirpiler için öldürücüdür, çünkü kirpiler laktozu sindiremez. Bu durum barsaklarda ishale sebebiyet verir, ishale bağlı su kaybı ve beslenme yetersizliğinden ölür. Yetim kalan yavruların beslenmesi gerektiğinde yaban hayatı veteriner hekimlerine danışılmalıdır. Dişleri çıkan yavruya konserve veya ıslatılmış kuru kedi-köpek maması verilebilir.

Sümüklü Böcek


Sümüklü böcek

Sümüklüböcek aslında eklembacaklı türü olan böcek değil, Gastropoda (karındanbacaklılar) sınıfından, kabukları körelmiş ya da hiç bulunmayan yumuşakça olan molluscanın ortak adıdır.

Sümüklüböcek adı genel olarak karada yaşayan ve Pulmonata (akciğerli salyangozlar) altsınıfında yer alan kabuksuz ya da kabuğu körelmiş yumuşakçalar için kullanılır. Yumuşak ve yapışkan gövdeli bu hayvanların tatlı sularda yaşadığı bilinen tek türü dışında kalanlar, karalardaki nemli ortamlarda sınırlı bir dağılım gösterir. İçlerinde ılıman bölgelerde yaşayan Arionidae, Limacidae, ve Philomycidae familayaları ile tropik bölgelerde rastlanan Veronicellidae familyasının üyeleri bitkiyle beslenir. Avrasya'da yaşayan Testacellidae familyasının üyeleri öbür salyangozları ve yersolucanlarını yiyen etçil sümüklüböceklerdir

Sümüklüböcekler bitkilerle beslenir bu nedenle zararlı sayılmaları söz konusudur. Nemli ortamlarda yaşarlar. Salgıladıkları bir maddenin sümük görüntüsünde olduğundan bu isim verilmiştir. Bazı yerlerde yenilirler.

Yasayabilmeleri icin bitki yaprakları ve meyveler olmalı ve nem oranı biraz yüksek olmalıdır. Bu hayvanlarda yaz ve kış uykusu vardır. Metabolizmalarını yavaşlatırlar. Ama ortam koşulları iyi olursa buna gerek duymazlar. Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.Yumurta ile çoğalırlar.

Angry Birds


9 Şubat 2012 Perşembe

Angry Birds

Angry Birds (Türkçe: Kızgın Kuşlar) Finlandiya merkezli Rovio Mobile tarafından mobil cihazlar için geliştirilen oyun. Aralık 2009'da Apple iOS için geliştirilen oyun daha sonra diğer platformlara da port edilmiştir. Örneğin facebook'ta oynanabilir, İnternet sitelerinden demoları yüklenebilir ve Google Chrome kullanıcılarına özel, Web Mağazasından Chrome'a eklenebilir. Oyun, yeşil domuzların kuşların yumurtalarını çalmasıyla başlar. Buna sinirlenen kuşlar domuzları yok etmeye çalışırlar.

Oyunda amaç sahip olduğunuz kuşları sapanla fırlatarak domuzları öldürmektir. Rio sürümde ise hapis kuşları serbest bırakmak veya maymunları öldürmektir. Bazı bölümlerde gizli altın yumurtalar vardır. Yumurtaları toplayarak yeni bölümler açılabilir. Bazı bölümlerde domuzların kaskı vardır, bu domuzları öldürmek daha zordur.
Kuşlar
Küçük kırmızı kuş: Herhangi bir özelliği yoktur. Dokunulduğunda bağırır.
  • Sarı kuş: Dokunulduğu zaman bulunduğu eğimle hızlanır. Tahta blokları rahat kırarken beton ve buz bloklarda oldukça başarısızdır.
  • Küçük mavi kuş: Dokunulduğunda üçe bölünür. Tahta ve beton bloklarda oldukça başarısızdır fakat buz blokları adeta deler geçer.
  • Beyaz kuş: Dokunulduğunda yumurta bırakır ve (45 derece)çapraz olarak hızla yükselir. Genelde kule dibine bırakılan yumurta temeli parçalarken kuş da çapraz olarak orta kısımı parçalayabilir. Oldukça kullanışlıdır.
  • Siyah kuş: Dokunulunca patlar, dokunulmazsa çarptıktan 2 saniye sonra patlar. Beton blokları rahatlıkla kırabilir.
  • Büyük gagalı yeşil kuş: Bumerang özelliği gösterir. Dokunulunca geri döner.
  • Büyük kırmızı kuş: Dokunulunca bir şey olmaz ama diğer kuşlara göre daha çok yıkıcıdır. Bütün bloklara aynı etkide yıkım yapar.
  • Çift mavi kuş: Ender kuşlardan biridir, dokunulunca bulunduğu noktadan yatay hizada hızlanır. Menzili oldukça fazladır.
  • Tek mavi kuş: Çift kuşun eşini beyaz papağanın çalmasıyla ayrılır. Oyunun son bölümlerinde ortaya çıkar. Değidiği yeri siyah kuştan daha etkili bir şekilde kanat çırparak dağıtır veya dokunulduğu zaman bulunduğu bölgede kanat çırpar.

Ahtapot


Ahtapot kabuksuz bir kafadan bacaklıdır. Kayalar üstünde kollarıyla sürünerek ve suyu hunisinden püskürterek hareket eder. Küçük türleri kayalık ve yarıklar arasında gizlenerek avlanır. İnsan ve büyük hayvanlardan saklanırlar. Çekmenli kollarıyla yengeçleri yakalar, kabuklarını boynuzsu ikiz çeneleriyle ve dişli dilleriyle parçalarlar. Parlak ve ses çıkaran nesnelere karşı çok meraklıdırlar. Bazı türleri savunma mekanizması olarak mürekkep fışkırtabilir. Bu durum birçok kez Mürekkep balıklarıyla karıştırılmasına yol açar. Mürekkep balığı en yakın akrabasıdır.

Maymunlar


Anatomik Yapı 

Primatlar, ağaçtaki yaşama uyum sağlamak için dört ellidir, bunun yanında kuyruklarını denge ve fazladan tutunma için kullanan türleri bulunur. Elleri çok büyük hareket olanağı sağlar. Diğer etenelilerden ayrı olarak yalnızca primatlarda başparmak ve işaret parmağı cisimleri kavramaya izin veren ve birbirine kenetlenebilen yapıda evrimleşmiştir.
Zekâ 

Primatlar, memelilerin en zekisidir. Sivrilmiş bir özellikleri (yırtıcılık, çeviklik, vb. gibi) bulunmamasına rağmen, yırtıcı hayvanlara karşı zekâlarının getirmiş olduğu kurnazlıklarıyla mücadele edebilirler.
Yaşadıkları coğrafya

Primatlar tüm dünyaya yayılmışlardır. İnsan dışındaki primatlar başlıca Güney ve Orta Amerika'da, Afrika'da ve Asya'nın güneyinde bulunurlar. Bazı türlerin yaşadıkları alanlar, Amerika kıtasında Meksika'nın güneyi ile Asya'da Japonya'nın kuzeyi kadar kuzey bölgelere ulaşır.

Ekvator'un 40° kuzey ve 40° güney enlemleri arasında raslanırlar. Avrupa'da yalnız Cebelitarık kıyılarında bulunurlar. Bunların da Afrika'dan geldikleri sanılmaktadır. İki grupta incelenirler: Asya ve Afrika'daki Eski Dünya maymunları ve Orta ve Güney Amerika'daki Yeni Dünya maymunları.

Yeni Dünya maymunlarına, Güney Amerika'nın sulak ormanlarında bol rastlanır. Kuyruklarını, sarılma, kavrama, sallanma, tırmanma ve yiyecek toplamada üçüncü bir el gibi kullanırlar. Düşen yavrularını kurtarmada ve bir ağaçtan diğerine geçmede kuyruklarından maharetle istifade ederler. Bunun için bir ağacı elleriyle kavrarken diğerini de ayakları ve kuyruğuyla kavrayarak bir köprü kurarlar. Yavrular da buradan koşarak geçerler. Bazı türlerin kuyruk uzunluğu boylarından fazladır. İki beyin yarı küresinden biri kuyruğu ötekisi de diğer vücut olaylarını yönetir.Eski Dünya maymunları hafif ve ufak bedenlidir. Beyinleri daha büyük ve karmaşık olduğundan Yeni Dünya maymunlarından üstündür. Çok az kuyrukları vardır. Kuyruklarının sarılma ve kavrama özellikleri yoktur. Fakat kuyrukları dengelerini sağlamada, duruş vaziyetlerinde ve hatta haberleşmede rol oynar. Maymunun kuyruğunu tutuş vaziyeti, onun sosyal ve hissi durumunu belirtir. Maymunların ayak, taban ve yüzlerinin dışında vücutları tüylüdür. Kaba etleri kılsız olanlar da vardır. Kılsız yerleri kırmızımsı veya mavi renktedir. Büyüklükleri çok değişiktir. Boyları 12-13 cm olan makilerle sahibinin cebine veya bir bardağa rahatça sığabilen minik marmosetten 300 kg ağırlığı olan gorile kadar farklı birçok türü vardır.

Koku alma duyuları çok zayıf olmasına rağmen, görme ve işitmeleri güçlüdür. Çoğunlukla gündüz faaldirler. Çoğunlukla otçul memelilerdir. Ağaç filizleri, yaprak, çiçek, tohum ve meyveler başlıca yiyecekleridir. Bunun yanında böcek, yumurta, leşle beslenip daha iri hayvanların etiyle de beslenen omnivorlar da vardır. Çoğu gruplar halinde tecrübeli bir erkeğin başkanlığında yaşar. Birkaç dişi ve yavrulardan meydana gelen tek erkekli gruplar da vardır. Hamilelik devreleri türlerde farklıdır.

Doğu Brezilya'da yaşayan kuyruğu beyaz halkalı kuisiti (veya ipek maymuncuk)nin gebelik süresi 3,5 aydır. Dişiler yavrularını göğüslerinde veya sırtlarında taşır. Aşırı derecede sevgi gösterirler. Tehlike karşısında erkek sürüyü kahramanca savunur. Maymunların vücutları tırmanmaya, sıçramaya, el ve ayakları da kavramaya uygundur. El ve ayaklar beş parmaklıdır. Baş parmak diğer parmakların karşısına geldiğinden, cisimleri mengene gibi rahatça kavrarlar. Kanca tırnaklı birkaç türün dışında çoğunun el parmakları yassı tırnaklıdır. Colobes ve Atales gibi cinslerde baş parmak bulunmaz. Yiyeceklerini ağızlarına götürmek için ellerini kullanırlar. Ellerini kullanmakta çok mahirdirler. Bir kısmı küçük yiyeceklerin tohumlarını çıkarmak için baş ve işaret parmaklarını rahatça kullanırlar.

Evcil bir büyük ipek maymunu

Maymunlar oldukça meraklı hayvanlardır. Yüksekte bulunan bir yiyeceğe ulaşmak için birkaç eşyayı üst üste koymayı akıl edebilirler.

Aslanlar

Aslanlar


Özellikleri
Afrika aslanı, dünyanın en büyük dört kedisinden (aslan, kaplan, panter, leopar) biridir. Erkek afrika aslanı ortalama 250 kilogramdır. Kaydedilmiş en ağır aslan 1970 yılında İngiltere'deki Colchester Zoo adlı hayvanat bahcesindeki Simba adlı aslandır. Agırlığı 375 kg olarak kaydedilmiştir. Dişiler ise bunun neredeyse yarısı kadardır. Postu kahverengimsi sarıdır. Erkeğin yelesi kahverengimsi sarıdan siyaha kadar değişir. Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtırak kısa ve yatık tüylüdür. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır. Aslanlar birbirleriyle bölgeleri için kavga eder. Genellikle bu ölümle sonuçlanabilir. Aslanların pençeleri ve dişleri çok keskindir. Bir insanı bir vuruşta öldürebilir veya yaralayabilir. Genellikle Afrika kıtasında yaşamlarını sürdürürler.Aslanlar dünya üzerinde yaşayan kedi türleri içinde en sosyal cinstir. Diğer tüm kedi cinsleri antisosyal olup yalnız yaşamayı tercih ederken aslanlar buyuk gruplar oluştururan tek kedi cinsidir.Grup oluşturmalarının en büyük sebebi kendilerinden cok hızlı olan avlarını grupsal pusu kurarak yakalamak oldugu bazı bilim dünyasınca öne sürülmektedir.
Avlanma
Savunmada ve av sırasında birleşen aslanlar, avlarını kovalar ya da pusuya düşürür. Genellikle gece avlanırlar. Av esnasında genellikle kükremezler. Fakat avı kovalarken birbirleriyle bağlantıyı sürdürmek için homurdandıkları olur.Buldukları taktirde leş yemekten de geri durmazlar. Aslanlarda av paylaşımı hiyerarşik bir düzende olur. Avdan ilk olarak yararlanma ayrıcalığı erkek aslandadır fakat sürünün erkek aslanı av mahalinde mevcudiyet gösterene kadar avı yere düşüren dişiler öncelikli faydalanır. Avlanan hayvan antilop ya da bufalo yavrusu gibi küçük veya ortaboy av ise avlanma esnasında takımdan ayrı düşmüş daha yaşlı aslanların avın düşürüldüğü noktaya daha çabuk ulaşan diğerlerinin sırasını bekledikleri gözlemlenmiştir. Ortalama bir Afrika aslanının hızı saatte 55 km’yi bulabilir. Ancak bu hızını yalnızca kısa bir süre devam ettirebilir. Hız almadan 3,60 m yüksekliğe zıplayıp, 12 metre uzaklığa atlayabilir. Erkek aslanlar dişilerden daha ağırdır.
Üreme
Afrika Aslanları 2 yaşında çiftleşmeye başlarlar. Fakat tam olgunluğu 5 yaşında erişir. Erkekler poligamdır, yani birden fazla eşleri vardır. Çiftleşme sırasında ve öncesinde erkek sürekli kükrer. İşe karışan erkeklerle kavga edebilir. Gebelik süresi 105-112 gün arasında değişir. Dişi bir doğuruşunda 2-5 arası yavru dünyaya getirir. Yeni doğan yavrular kördür. Ayrıca kürkleri de beneklidir. Gözleri doğumdan 6 gün sonra açılır. Dişi, 3 aylıkken yavruları sütten keser ve onları avlanma dersleri vermeye başlar. Bir yaşındaki yavrular bunu kendileri başarırlar. Yavrular arasındaki ölüm oranı fazladır. Bunun nedeni yavruların en son beslenmesidir. Bu yüzden yavrularda vitamin eksikliği görülür. Fakat bu doğal bir nüfus kontrol yöntemidir. Böyle durumlarda da dişiler yavruları ölümden kurtarmak için avlanır ve önce yavruları beslerler.
Yaşam şekli
Afrika aslanı, fundalarda, gövde yaparak onları sıcaktan koruyan ağaçların olduğu yerlerde, sazlıklarda yaşarlar. Açık toprakları severler. Kedigiller familyasının tek sosyal türüdürler. Sayısı 20 kadar olan sürüler halinde yaşarlar. Çok büyük sürüler 30 üyeyi barındırabilir. Grubu bir erkek aslan ya da birden fazla erkeğin oluşturduğu bir koalisyon yönetir. Genelde geceleri aktiftirler. Gündüzleri ise tembel bir kediden farkları yoktur. Gölgelik yerlere uzanır ve serinlemeye çalışırlar. Afrika'da Serengeti Milli Parkındaki aslanlar günde 20  saat uyur.



Kedi


Kedi (Felis catus), kedigiller (Felidae) familyasından avcı, memeli, evcil, etçil bir hayvandır. İnsanlar, kedilerin arkadaşlığına ve onların haşarat, yılan ve akrep avlayabilme kabiliyetine önem vermektedir. Kediler en az 9.500 yıldır insanlarla birlikte yaşamaktadır.

2,5 ile 12 kilo arasında ağırlığa ve dişilerde 50 cm. Erkeklerde 70 cm ye varan ebatlardadır. Çok çeşitli renklere sahip olabilmekle beraber genetik olarak çok farklı ve orijinal renklere de sahip olanları mevcuttur. Kedigiller familyasının genel karakteristik özelliklerini taşımaktadırlar. Ortalama kedi ömrü 14 yıldır. Ancak kediler iyi bir beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.

Kediler hoş görünüşlü, yuvarlak başlı, sivri kulaklı, uzun bıyıklı hayvanlardır. Bıyıklarının dipleri sinirlere bağlıdır. Dokunma duyusu görevi yaparlar. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olup, kancalı tırnaklarını içeri çekebilirler. Tırnaklarını ağaçlara sürterek bilerler. Hassas işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar. Genellikle gece avlanırlar.

Köpek



Köpek (Canis lupus familiaris), köpekgiller (Canidae) familyasına mensup; görünüş ve büyüklükleri farklı, 400'den fazla  çeşidi olan; etçil, memeli hayvan. Boz kurdun (C. lupus) alt türlerinden biri olan köpek, tilki ve çakallarla da akrabadır. Kedilerle birlikte dünyanın en geniş coğrafyaya yayılan ve en çok beslenilen iki evcil hayvanından biridir. 2001 yılı tahminlerine göre dünyada 400 milyondan fazla köpek vardır.

Köpekler 12 bin yıldan daha uzun bir süreden beri insanoğlunun av partneri, koruyucusu ve arkadaşı olagelmişlerdir. Değişik ihtiyaçlara göre farklı köpek türlerinin evrimleşmesinde insanoğlunun önemli rolü olmuştur. İlk köpekler keskin görme ve koku duyusuna sahip avcı köpekleriydi. İnsanlar, köpeklerle ilk tanışmalarından bu yana köpeklerin çeşitli yararlı özelliklerini genetik mühendisliğin en ilkel formlarıyla ön plana çıkartmış ve farklı köpek türlerinin ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Örneğin 7-9 bin yıl önce çiftlik hayvanları evcilleştirildiğinde çoban köpeği olarak da kullanılmaya başlandılar ve bu yönde seçilime uğradılar.

Köpeklerin işlevleri ve algılanışları toplumdan topluma farkeder. Antik Mısır'da köpekler kutsal sayılırlardı. Günümüzde birçok ülkede bekçi, bazı ülkelerde yük hayvanı ve hatta yiyecek olarak kullanılırlar. Batılı ülkelerde köpekler genellikle ev arkadaşı ve refakatçi olarak beslenirler ve bu ülkelerde köpeklere yönelik ürün ve hizmetler milyarlarca liralık bir endüstri haline gelmiştir. Bunların yanısıra köpekler engellilere yardım, arama-kurtarma ya da polis köpeği gibi daha sofistike görevlerde kullanılmak üzere de eğitilebilirler.

Eşek


Eşeklerin inatçı olduklarına dair olumsuz inanç, aslında sahiplerinin bu hayvanların oldukça gelişmiş kendini koruma dürtülerini yanlış anlamalarından kaynaklanır. Bir eşeğe, zorlayarak ya da korkutarak, kendi yararına olmadığına inandığı bir işi yaptırmaya çalışmak oldukça zordur. Bu davranış atlardakinin neredeyse tam tersidir çünkü bir at güvensiz bir zemin üzerinde yol alma konusunda eşeklere göre çok daha sorunsuz bir tavır çizer.

Eşeklerin davranış ve bilişleri üzerine yapılan ciddi çalışmalar görece sınırlıysa da bu hayvanlar oldukça zeki, dikkatli, arkadaş canlısı, oyuncu ve öğrenmeye meraklı gibi gözükmektedirler.

2006 yılında Fransa'da yapılan araştırmalara göre eşek sütünün protein bakımından en zengin süt olduğu kanıtlanmıştır.

Özellikleri: Kulakları uzun, yelesi dik ve kısa tüylü, kuyruğu kısa, ince püsküllüdür.
Ömrü : 25-35 yıldır.
Çeşitleri: Evcil eşek, Afrika yaban eşeği, Asya yaban eşeği, Somali yaban eşeği, çizgili yaban eşeği (zebra), Moğol yaban eşeği (kulan)

Tavşan


Tavşan, tavşangiller (Leporidae) familyasını oluşturan memeli türlerin ortak adı. Doğurarak çoğalırlar. Yavru bakımları çok azdır. 7 gün baktıktan sonra anne tavşan yavru tavşanı bırakır.

Tavşangiller familyası yaklaşık elli türü içine alır. Kuyrukları uzun kıllarla örtülüdür. Kulaklar ve arka bacaklar uzamıştır. Bir kısmı toprak altında oyuklarda yaşar. Familya üyelerine tavşan veya ada tavşanı adı verilir. Tavşangiller, Ochotonidae familyasını oluşturan pikalardan tüylü küçük kuyrukları, uzun kulakları ve arka ayakları ile ayrılır.

Lepus harici cinslerin tüm üyeleri genel olarak ada tavşanı olarak adlandırılır. Ada tavşanları başka hayvanların yuvalarında veya kendi kazdıkları yuvalarda barınırken, tavşanlar uzun ot ve çalıklarda yaşar.Tavşanlar arasında en çarpıcı özelliklere sahip olan beyaz tüylü sera tavşanı 21. yüzyıla damgasını vurmuştur.

Ayrıca, bazı türlerin kulakları oldukça iyi duymaktadır. Her türlü sese şaşkınlıkla tepki vermektedirler. Bu yüzden kendi türünden ya da başka canlıların yaklaşması durumunda yabanî tavşanlar irkilirler.

Okyanusya hariç tüm dünyada yerlidir. Okyanusya'ya gelişleri yerli memeliler için büyük bir tehdit oluşturur.